28 Temmuz 2010 Çarşamba

ruhum tatildeee


.........
tatil başladı başlayacak, az kaldı diye gün sayarken ilk haftası bitecek nerdeyse:(
her güzel şey gibi, bitmesini istemediklerimiz gibi; çabucak geçiveriyor..



neyseki gelecek haftayı düşünerek mutlu oluyorum güncecim:))

günlerdir hiç yazasım yok..
tel.le de ilgilenmiyorum..
sadece p.tesi açtım, çok sevdiğim bir iki dostum aradı (kandil nedeniyle tel.imi kapatmamıştım)
gündüzleri tel.imi yanıma almıyorum...akşam kimler aramış diye bakmak keyifliymiş bu arada:)

İlk hafta İzmirim, ailem, sevdiklerim, burdaki dostlarım ve tabiki denizzzzz....den oluşan keyifli bir tatil..

sonrasında Cuma gecesi 8 günlük büyük etap(esas tatil) başlıyorrrr güncecim:))

öncelikle çok sevdiğim Barcelona'da 2 gün geçirdikten sonra Fransa sahillerine çuf çufluycaz inş.(nice, monte carlo, monaco vs.)

yılbaşı gecesi 2010'a barcelona'da (katalon meydanında) girerken bu şehre en kısa zamanda bir daha gelmeyi dilemiştim:) ama bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemiştim açıkçası...
barcelona; ruhumun defalarca gitmek istediği ve güzel ülkem dışında yaşayabileceği dört şehirden biri:))

(temmuzda gitmeyi planladığımız malezya turu iptal olunca rotamız bu şekilde değişti)

herkese güzel günler...

sevgiyle..



(fotolar nice ve monte carlo(çalıntıdır:)) dönünce kendi çektiklerimi paylaşıcam:)

10 Temmuz 2010 Cumartesi

..........haftasonu...

..........

hasta kedicik daha fazla dayanamadı:(

bu ara hiç yazasım yok..

son aldığım kitaplara başladım, 'Fransız Suiti'ni (Irene Nemirovsky) okuyorum..

tatile gün sayıyorum,ama temmuz sonuna çok var:(

bugün çok güzel bir dostumuzun evine kahvaltıya gittik..
dostlar, sohbet, muhabbet daha ne olsun(tabi ki çok güzel olan bir diğer şey marifetli arkadaşlarımızın yaptığı enfes şeylerdi:))
kahvaltı dediğime bakmayın,ortam ve muhabbet öyle güzel, öyle samimiydi ki akşamın 5'ine kadar oturduk..

yağmurrr ...

ve

şimdi şiir zamanı..

(yine çok sevdiğim bir yağmur şiirini paylaşmak istiyorum)


SANA YAĞMUR DİYORUM
Gidersen hani sığınaklarım?
Eksilir, zarar kalırım…
Kalırım!
Yeni günün tenine dağılır yaralarım.

Sana yağmur diyorum…

Uzun boylu umuttun,
tadında unutuldun.
Nerde büyük uçurumların,
kış suların, yaz uykuların?

Sana yağmur diyorum ıslaklığım bundan.
Yağ da ıslanalım, ama uslanmayalım,
uslanmayalım!

Gün, vursun yükünü gecenin hırkasına;
yol, vursun sesini uzaklığın pasına,
sesime kibrit çaksan tutuşacağım…
Sargısızım,
çoğalırım,
çoğaldıkça arsızım!

Sana yağmur diyorum…

En haklı aşk,
alkışsız sürebilendir
ve en haklı kavganın öznesi,
ölmemek için dövüşürken de ölebilendir…

O an…
İşte o an,
ey bizi ayrı takvimlere düşüren zaman,
yere bir bahar dalı düşmüş gibi mi olur?
Sıradağlar mı tutuşur bağrının orta yerinde?

Yeter, kan sıçratmayın sabahın seherine;
Boğulursunuz…Boğulursunuz!
Y.ODABAŞI

4 Temmuz 2010 Pazar

hasta kedi...

Bugün öğleden sonra bir kedicik bizi çok üzdü..

Biraz sahile inip hava almak istedi ruhum.kocişkoyla çıktık ve araba çok dar bir yere park edilmiş olduğundan kocişko çıkarmak istedi(sanırım bu kunuda hala bana güvenmiyor olmalı:))

neyse kocişko arabayı çıkardı, çıkarmadan da epeyce oyalanmış, bagaja bişiyler koymuş,çalıştırmış bir beş dak. oyalanıp beni bekliyordu ki; parktan çıkınca ben diğer kapıya yöneldim ve tam binecekken bir kedi arka ayaklarını sürüye sürüye arabanın altından çıkmazmı:(
ben çığlık çığlığa tabi.
karşılıklı iki apartmandan komşularımız balkondan sesleniyor,kociş arbadan indi..
'kedinin ayaklarını ezmişiz' dedim.
'arka ayakları tutmuyor'
şu an yazarken bile kötü oluyorum
kocişkocum çok üzüldü ne yapacağını bilemedi,komşulara 'ben dokunamam' dedim, kediyi veterinere nasıl götürecektik..

derken kociş arabayı bırakıp yürüme mesafesinde olan veterineri almaya gitti..bir komşu teyze balkondan hem beni telkin ediyor hem de bir yandan o da başka bir veterinere telefon ediyor..başka genç bir komşu çiftimizin eşi(bayan) balkonda; 'kedinin bacakları kırıldı, çıtırt sesleri duydum' diyor ve ağlıyor,benim moral zaten sıfır..Allahım ya o, on-on beş dakika geçmek bilmedi..sonra ağlayan komşu bayan annesini aramış, annesi geldi kendisi sokağa indi,bizim kedicik ayaklarını yine sürüye sürüye başka bir arabanın altına girdi ve beklemeye koyuldu.
klinik kapalıymış, cnm kocişim cepten arayıp dr bey'i çağırmış..yaklaşık on beş dak. sonra geldiler..sevgili kediciği muayene edip kliniğe götürelim dedi,hep beraber götürdük..
neyseki muayeneden sonra 'gözünüz aydın bacaklarda bişiy yok, ne ezilme ne kırık' dedi, hiç bişiy yokmuş..
inanamadım nasıl yani kedinin bacaklarını ezmemişmiydik,nasıl sevinmiş ve rahatlamıştık..şükürler olsun
ali bey;
'kedi çok hasta bir kedi. çok kötü enfeksiyon kapmış, bu yüzden yiyip içemediğinden aç susuz kalmış. ayağındaysa bişiy yok, sadece ani bir hareketle ters dönmüş,onu da düzelttim, çok hasta olduğundan yürüyecek takatı yokmuş' dedi ve enfeksiyon için bir güzel ilaçlar verdi, temizledi, serum taktı..birkaç gün hastamız klinikte yatacakmış..
'yalnız durumu biraz kötü' dedi, umarım sevgili kedicik bir iki günde düzelir,enfeksiyonu atlatır ve biran önce sokaklara döner...

dua edin olur mu, bişiy olmasın, hasta kedicik yaşama dönsün..

eve dönünce ağlayan genç komşulara uğrayıp, kedinin ayaklarını ezilmediğini, kırık çıkık olmadığını ve arabadan kaynaklanan bir durum olmadığını söyledik ki onlar da mutlu olsunlar...


(bu arada benim kedilerle aram iyi değildir,elimde değil fobi derecesinde bir duygum var.tüyleri bana dokunacak olursa kriz geçirebilirim.hatta zaman zaman kocişkom psikologa gidelim der,bunu yenmem için)

ve bugün
dokunamadan da olsa, ilk önce bizi çok korkutsa ve üzse de, bir kediciğe yardım edebildiğimz için günün sonunda mutluyduk..
inşallah kedicik çabucak iyileşir.

Muhteşemmm oyundu...


'Bir Yaz Gecesi Rüyası'

Bir yaz gecesi Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü bahçesinde muhteşemmm bir müzikal...gerçek bir yaz gecesi rüyası yaşattılar..


Oyuncular,kostümler, müzik, ekip herşey bu kadar mı güzel olur..

Dünyada ilk defa bir Shakespeare oyununu rock versiyonuyla, bir komedi klasiğini iki saate sığdırıp, daha stilize, daha modern ve hoş bir müzikal olarak sahnelenen oyunun final sahnesi daha muhteşemmdi:)

Son on-on beş dakikada ise koptuk :))
Bugüne kadar gittiğim en iyi komedilerden biriydi desem yeridir..

Hakan Altıner’in yönettiği, yapımcılığında ve müzikalin şarkı sözlerinde İpek Kadılar Altıner’in imzasını taşıyan birçok doğrusuyla ince dokunuşlarla işledikleri aşkın da aslında bir rüya olduğunu…

Bir rüya ki; düşlerle başlayan, bittiğinde de bizi hayata uyandıran 'aşk'

3 Temmuz 2010 Cumartesi

Gerçek Dostlara









Dün bir arkadaşımdan gelen Can Dündar'dan dostlukla ilgili güzel bir maili sevdiklerime forwardladım; burdan da siz sevgili blogger arkadaşlarımla paylaşmak istedim...

Gerçek Dostlara
''Hani, diyorum da, insanın gerçekten mükemmel bir dostu olsa... "Onu", şöyle, içine sindire-sindire, kocaman bir sarılsa...yüreklilikle söylediginiz. "Canım benim! dediğiniz... Telefonda bile saatlerce konuştuğunuz, sıcacık biri... özlediğinizde, hayal kurduğunuzda yanınızda o var mı? Sizi hiç yalnız bırakmayan biri... Cesur, sempatik, azimli, kararlı,.. Arayan, soran,"Seni özlüyorum" diyen biri. Böyle bir canlı ile her şeyi konuşabilir, paylaşabilirsiniz. Yanıltmaz!

Anlayışla karşılar her şeyi... Hataları, günahları-sevapları, her bir şeyi konuşabilirsiniz onunla. Bir arayış içinde olmanıza gerek yoktur. O kendiliğinden çıka gelir zaten. Bir gün bir bakarsınız karşınızda... Bir de bakmışınız sımsıcak sohbetler, derin konular, sırlar, paylaşımlar... Kimseye söyleyemediğinizi, en yakınınıza anlatamadığınızı, geçmişteki izleri, geleceğe dairlerinizi, sadece ona anlatır olursunuz.

Kadın, erkek Bir dost bulun! Ama gerçek olsun. Aradığında işinizi değil, sizi soran... Kötü gününüzde ev sahibi, iyi gününüzde kiracınız olsun. Anlatsın, konuşsun, açık-seçik, korkmadan yaşasın. Güvensin! Cinsiyeti olmasın! Bir kartal kadar haşin, bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun. Dogruları söylesin. gözleriyle değil kalpten konuşsun.

Yaşasın! Doya-doya yaşasın, doya-doya yaşatsın. Beyninden değil, yüreğinden versin. "Olsun varsın! Paylaşırım." desin. Bir dostunuz olsun. Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın...

Dost olsun!
Ama...
Gercek bir dost..''




2 Temmuz 2010 Cuma

Bir Yaz Gecesi Rüyası














Annemlerin gidişiyle ev bomboş geliyor ve ruhumm hala alışamadı..

Kocişko beni mutlu etmek için, arkadaşlarımızın tiyatro teklifine evet diyerek yarın için bilet almış:)
burdan kocaman teşekkür ediyorum efendim kendilerine:)

bu arada bugün ruhum Mihrabat Korusu'na arabayla gitme başarısını gösterdi ve akşamüstü güzel bir kahve keyfi yapıldı:)

Bir Yaz Gecesi Rüyası
(Yer:Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü bahçesi)

''Tiyatro Kedi, oniki ay tiyatro sloganıyla hiç ara vermeden devam ettiği tiyatro etkinliklerine bu yaz yeni bir müzikal eklemiş. William Shakespeare tarafından yazılan Bir Yaz Gecesi Rüyası, müzikal olarak sahneleniyor.

Hakan Altıner ‘in yönettiği müzikalin şarkı sözleri ve uyarlaması İpek Kadılar Altıner’e, özgün besteleri Kağan Yavuz’a, koreografisi Atılgan Gümüş’e, kostüm tasarımı Türkan Kafadar’a; dekor tasarımı Tuba Unat’a, ışık tasarımı Mesut Sarı’ya ait. Müzikalin müzik direktörü ve orkestra şefi Önder Bali.

Bir Yaz Gecesi Rüyası ‘nda; bir büyü sonucu ortaya çıkan yanlışlıkların sebep olduğu komik olaylar anlatılıyor. Karmaşık aşk ilişkileri, komedi, heyecan ve entrika, Shakespeare´in diğer oyunlarında olduğu gibi; bu oyunda da yerini alıyor.

Kentten bir grup esnaf, gözden uzak bir yerde Atina Dükü’nün düğününde sahneleyecekleri oyunlarını prova etmek için ormana gelirler. Oyuncuların lideri olan ve bir cin tarafından büyülenerek zor duruma sokulan Dokumacı Mekik (Tamer Karadağlı) ormanda Orman Kraliçesi Titania ile (Hale Soygazi) karşılaşır. Periler Kralı Oberon, (İsmet Üstekin) karısı Orman Kraliçesi Titania’yı da bir öfke anında büyülemiştir. Büyünün etkisindeki Mekik ve Titania görürgörmez birbirlerine aşık olurlar. Yine aynı gece; Atina yakınlarındaki bir ormanda yollarını şaşıran dört sevgili (Abdül Süsler, Elif Çakman, Sertaç Ekici, Eda Gülten); Periler Kralı Oberon ile hizmetkârı Puck´ın (Akasya Asıltürkmen) büyüsüne kapılırlar.

Bir yazdönümü gecesinde geçen karmaşık ve komik olaylar dizisini anlatan “Bir Yaz Gecesi Rüyası”, dünya tiyatro edebiyatının en komik oyunlarından biridir.''

1 Temmuz 2010 Perşembe

:(

annemler İzmir'e döndüler

.................................................

ayrılık yeniden

özlem yeniden

hasret yeniden

......

..........

.............

ruhummm üzgünnn