15 Şubat 2010 Pazartesi

Biten Günün Ardından...

Hafanın en zor gününü bitirdik nihayet.

Dün umut vardı,huzur vardı,iyi dilekler vardı yeni haftaya başlarken.Bugünse her iş ortamında onlardan sıkça rastlayabileceğimiz türden bir arkadaşımız pazartesi gününe illaki üzülerek başlangıç yapmamı sağladı,sağolsun,burdan kendisine(duymasa da) teşekkür ediyorum,yüreğindeki olumsuzlukları için.

Kendilerinin akıllı olduğunu düşünen ama benim 'kurnaz' diye nitelendirdiğim insanlar niçin hep birilerine yük olmak zorundadırlar...Varsa bir işin sahipleniceksin; yok hayır yapamıyorsan, vaktin yoksa ya da zorlanıyorsan yardım istemeyi bileceksin. Basit oyunlarla karşındakileri kandırıp,ben bu işi bir şekilde onlara yaptırsam diye düşüneceğine;insanca kibarca,adam gibi, karşındakini de adam yerine koyarak yardımlarını rica ediceksin, bu kadar basit işte, 'rica'...

Tatlı dilinle ve samimiyetle yardım iste canım feda,ama yok 'ben bunu yapmayım,aman kafamı yormayayım, o yapsın' mantığın varsa çok beklersin sen arkadaşım...kaybedersin...

Boşuna dememişler; insanları en iyi iki şekilde tanıyabiliriz diye; birlikte çalışarak ya da seyahat ederek. İçini, dışını,düzenini,temizliğini, dürüstlüğünü, her bişeyini,kabalığını,kibarlığını en önemlisi; karakterini ...

Olsun günümün ilk yarısında her ne kadar sinirlenip üzülsem de öğleden sonrasında kızgınlığımdan eser kalmamıştı...Ben yine bendim,üzenler kendileri kaybediyor ve sonra da bir şekilde hatalarının farkına varıp telafi etmeye çalışıyorlar.Kötüye kötülükle karşılık vermeyince,hataların yerini özürler alabiliyor demek ki :))

Hala birazcık umut var sanırım insanlara dair...

Biten günün ardından...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder